Şirketler hukuku, ticari faaliyet gösteren şirketlerin kuruluşundan tasfiyesine kadar olan tüm süreçlerini düzenleyen hukuk dalıdır. Türk Ticaret Kanunu (TTK) çerçevesinde şekillenen bu alan, şirketlerin hukuki statülerini, ortaklık ilişkilerini, yönetim organlarını, pay sahiplerinin hak ve yükümlülüklerini kapsar. Şirketler hukuku, ticaretin güvenli, şeffaf ve rekabetçi bir ortamda gerçekleşmesini sağlamak amacıyla hem şirket içi hem de şirket dışı ilişkileri hukuki çerçeveye oturtur.

Türkiye’de şirket türleri temel olarak şahıs şirketleri (adi ortaklık, kollektif ve komandit şirketler) ve sermaye şirketleri (anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket) olarak iki ana gruba ayrılır. En çok tercih edilen şirket türleri anonim ve limited şirketlerdir. Bu şirketler farklı kuruluş prosedürlerine, sermaye yapısına, yönetim şekline ve sorumluluk esaslarına sahiptir.

Şirketler hukuku; şirketin kuruluş aşamasında sözleşmelerin hazırlanması, ticaret siciline tescil işlemleri, vergi kaydı, unvan seçimi gibi temel işlemlerle başlar. Faaliyet sürecinde ise şirketin genel kurul toplantıları, yönetim kurulu kararları, sermaye artırımı veya azaltımı, hisse devri, birleşme ve devralma işlemleri gibi önemli hukuki adımlar yine bu hukuk dalı kapsamında yürütülür. Aynı zamanda ortaklar arasında çıkabilecek anlaşmazlıklar, rekabet yasağına aykırılıklar, yöneticilerin sorumluluğu gibi durumlarda da şirketler hukuku devreye girer.

Günümüzde özellikle çok ortaklı ve yüksek sermayeli şirketlerde şirketler hukukunun önemi giderek artmaktadır. Bir şirketin hem iç düzenini sağlıklı kurması hem de dış ilişkilerde hukuki güvenilirliğini koruması için profesyonel hukuki danışmanlık büyük önem taşır. Bu bağlamda avukatlar; şirketlerin kuruluşunda, sözleşmelerin hazırlanmasında, yönetim organlarının yapılandırılmasında, ortaklar arası ilişkilerin düzenlenmesinde ve hukuki ihtilafların çözümünde kritik rol oynar.

Sonuç olarak, şirketler hukuku sadece şirketlerin değil, ticaretin kendisinin sürdürülebilirliği açısından da vazgeçilmezdir. Kurumsal yapısını sağlam temeller üzerine inşa etmek isteyen her şirketin, bu hukuk alanına uygun hareket etmesi hem yasal hem de ticari başarı için gereklidir.